Burayı Sevdim: Zoo Kafe Kadıköy

Bugün son zamanlarda gitmekten büyük mutluluk duyduğum, dekorasyonuyla beni kendine çeken bir mekandan bahsedeceğim.  Zoo Kafe.
İkinci gidişim olduğu için artık gönül rahatlığıyla bir öneri yazısı yazabilirim diye düşündüm bu güzel kafeye.

16506963_10155104502244662_1426000129_n
Zoo cafe gün içinde gidilmek için her türlü zamana uyuyor. İster öğle yemeği, ister kahve sohbeti için gidin, mekan size ev sıcaklığındaki kapılarını memnuniyetle açacaktır. Benim tercihim akşamüstü kahvesi saatleri.
16443243_10155104502354662_886636174_n
Mekanın giriş katı bilgisayarla gelinip, uzun çalışma saatleri için uygunken, üst katına aynalarla bezenmiş merdivenlerden çıkarken sanki başka bir mekana geçmiş gibi oluyorsunuz. Ahşap detaylar ve çeşit çeşit bitkiler  size bu katta da eşlik ediyor. Ama bu sefer tam bir ”arkadaş evi” sıcaklığında ki haliyle. Yerde kilimler, etrafta aynalar ve ahşap çekmeceli dolaplarla öyle güzel bir atmosfer yakalanmış ki, ayrılmak hiç içinizden gelmiyor. Bu kat bir de oda oda düzenlenmiş.. Böylece diğer kişilerin seslerinden rahatsız olma gibi bir bahane de ortadan kalkmış oluyor.  Kendinize ait bir odadaymış gibi kahve içip arkadaşlarla sohbet etme fikri benim çok hoşuma gitti. Düşünene de ayrıca bir teşekkür  etmek istiyorum.


16699948_10155127621764662_982822762_n

Bu mekan aslında çiçek işleri adlı ev dekorayonu mağazasının eski yerine buranın sahipleri tarafından açılmış.  Çiçek  işleri de zoo kafenin tam karşısına taşınmış. Çok güzel de olmuş. Zoo kafenin içinde gördüğünüz huzur veren parçaları, çiçek işlerinden alabiliyorsunuz.
O kadar güzel terrariumlar, Kaktüsler, ahşap aynalar ve yine ahşap parçalar var ki ben hayran kaldım. Çok güzel iki mekan keşfetmiş oldum.
Adres: Caferağa Mahallesi, Moda Caddesi, No 44, Kadıköy, İstanbul
Daha da yeni keşiflerle gelmek üzere diyor ve ayrılıyorum.
Sevgiyle ve kahveyle kalın.
16706840_10155127621694662_1709562763_n

Kadıköy’e Daha Farklı Bir Gözle Bakmak, Yeldeğirmeni ve fazlası..

İlk Kadıköy yazımda, Kadıköy’ün çocukluğumuz, gençliğimiz üzerinde nasıl bir etkisi olduğundan, nostaljik ve kahveli sokaklarından bahsetmiştim. Ama bu sefer hepimiz için az çok tanıdık bir yeri olan bu semte daha farklı bir açıdan bakmak istiyorum.
İlk yazı için; Kahvenin izinde bir gün Kadıköy.  Kadıköy’ün uzun bir süredir adımlamadığım  kalabalığın etkisinden biraz arınmış  olan bir mahallesi ve çevresinden söz edeceğim bu yazımda..
Okumaya devam et “Kadıköy’e Daha Farklı Bir Gözle Bakmak, Yeldeğirmeni ve fazlası..”

Burayı Sevdim: Kathe Wohlfahrt

Kathe Wohlfahrt tüm yıl boyu noel ruhunu yaşayabileceğiniz devasa büyüklükte ve bir labirent niteliği de taşıyan  Christmas marketi…  Buranın Almanya’da Berlin, Heidelberg,Nürnberg, Bamberg şehirlerinde, Avrupa’da ise İngiltere’de York, Belçika’da Bruges, Fransa  Alsas da şubeleri bulunmaktadır.
Okumaya devam et “Burayı Sevdim: Kathe Wohlfahrt”

Turist Gibi Değil, Yerlisi Gibi Gez.

Bir Şehri gezmeye gittiğinizde çok sevmenin geze geze bitirememenin sonra da anlatmaya doyamamanın mutluluğunu yaşadınız mı hiç? Daha sonrasında yapmadığınız şeyler için pişmanlık duymak, keşke şu şu şekillerde de yaşasaydım şehri dediniz mi kendinize?  Gittiğiniz bir şehirde aklınızda kalanlar için ”bir daha ki sefere  yaparım artık” dememeniz için ilham alıp, benimsediğim bir gezi fikrinden bahsedeceğim bu yazımda…
Bir şehri yerlisi gibi gezmek!

Okumaya devam et “Turist Gibi Değil, Yerlisi Gibi Gez.”

Kahvenin İzinde Bir Gün -4: Kadıköy.

Kadıköy  köklü tarihi ile her köşesinde bir anı barındıran, gitmekten asla bıkmadığımız, bazen kalabalığından sıkılsak da yerine kimseyi koyamadığımız İstanbul’un emektar semtlerindendir. Herkese göre başka bir anlam ifade eder burası. Kimisi için okul çıkışlarında arkadaşlarla takılma, kimi için de çocukluğunu geçirdiği yerdir. Kimi de Kadıköy’ün sokaklarında ki mağazalara takılır. Alışveriş meraklılarının gönlünde de yeri ayrıdır Kadıköy’ün….
Okumaya devam et “Kahvenin İzinde Bir Gün -4: Kadıköy.”

Selin Çildir ile ”Verimli Seyahat”üzerine….

Zamanla birçok şey artık hepimiz için daha kolay hale geldi.  Teknoloji ile birlikte ayrım yapmaksızın  her şeyi online ortamlardan elde edebiliyoruz. Bunların  bana göre en önemlilerinden biri  tecrübelerle hayat bulan seyahat yazıları ve videoları…
İnternette gezdikleri yerleri  videoya çekip , blog yazan gezginlerin artmasıyla görmediğimiz hiçbir şey kalmamış gibi hissetmeye başladık. Onlar bize deneyimlerini aktardıkça bilgilenip, seyahatlerimizi daha verimli hale getirme imkanı buluyoruz. Bilgiler ve deneyimler uzun bir zincirin parçası gibi dünyaya yayılıyor ve herkes kendi keşiflerini paylaşarak meraklı gezicilerin rotalarına katkıda bulunmuş oluyor.
Okumaya devam et “Selin Çildir ile ”Verimli Seyahat”üzerine….”

Ezgi Matsu ile Seyahat Alışkanlıkları Üzerine Bir Sohbet…

Seyahat etmeyi sevenlerin çok iyi bildiği artık hayatlarının bir parçası olmuş alışkanlıkları vardır. Bu alışkanlıklar aynı zamanda nasıl bir gezici olduğunuzu da belirler. Kimi gezisini en ince ayrıntısına kadar planlayıp zamandan tasarruf ederken, kimi de rotasız çıkar yola aklında olmayan yerleri yaşar. Haritada yeni bir yaşam şekillendirir kendine.
Sırt çantalı bir gezgin misiniz? Yoksa dolabınızı valize dolduranlardan mı? diye kendinize sormakla başlayın  yolunuzu çizmeye… Ben hep minimum eşya daha fazla özgürlük düşüncesini benimseyen bir insan oldum.
Okumaya devam et “Ezgi Matsu ile Seyahat Alışkanlıkları Üzerine Bir Sohbet…”

Kahvenin İzinde Bir Gün -3 Cihangir

Dar sokakları, iki kişinin yan yana zor yürüyebildiği kaldırımlarıyla güzeldir cihangir.Kedileri olmadan da düşünülemez tabii . Son 4-5 yıldır ise cihangir butik kahvecileri ile ün salmış durumda, 3. Dalga kahvecilik hızla  yayılmasıyla birlikte İstanbul’un güzide semtlerinden Cihangiri de etkisi altına aldı. Tabii benim gibi kahve meraklılarına da hem kahve keşfedip hem semt sokakları arşınlamak için  güzel bir neden oldu.
Okumaya devam et “Kahvenin İzinde Bir Gün -3 Cihangir”

Kahvenin İzinde Bir Gün -2: Karaköy

dsc03443
Karaköy

Karaköy sokakları, değişen ve farklı bir tarz yakalayan tavrı ile günümüzde butik kahvecilerin en çok adını duyurduğu semtlerden biri oldu.  Grafitileri ile de sokakların canlılığına canlılık katıyor  Karaköy. sahilden yürüyüp  Namlı  Gurme den yukarı çıkarken önümde yürüyen iki kişiye kulak misafiri oldum. ”Şimdi seni hipster mekanı denilen bir sokağa götüreceğim.” diyordu. Karaköy’ün ara sokaklarının tam bir ”Hipster” cenneti olduğunu biliyordum. Ama sadece öyle olduğunu görmek için oraya gidildiğini hiç duymamıştım. Hipster demişken bu kavramın içini biraz açmak lazım.
Okumaya devam et “Kahvenin İzinde Bir Gün -2: Karaköy”